14 Aralık 2011 Çarşamba





Bembeyaz bir kağıda ilk satırı yazmak zordur. İlk cümlen, ilk satırın yamuk olursa, bir alt satırı düzeltmek için iki satır arasında anlamsız ve çirkin bir boşluk bırakmak zorunda kalırsın ya da düzeltmek yerine bütün satırları yamuk yazmaya devam edersin. Ve yine sayfa başında, sonunda o anlamsız, çirkin boşlukla göz göze gelirsin. Göz kırpar sana.

Şimdi dön ve hayatına bak. Yukarıdaki cümleler birer ayna.
Başlangıçların bembeyaz bir kağıt diye düşün ve onları dümdüz ve düzlüğüyle birlikte "asil" bir satırla yap. Sonrakiler kendiliğinden inci gibi olsun. Hem o zaman üzülmezsin. O anlamsız ve çirkin boşluğun hayatındaki adı: üzüntü, terk ediş, hüsran...

Her şeyin düzgün gitmesi ilk satırında, doğru atılmış bir adımında aslında. Sakın unutma.




* Hazel *

5 Aralık 2011 Pazartesi

Şimdi oturmuş tek başıma, öyle bakınırken niye hüzünlendim bilmiyorum. Dünden kalma bir hüzün sanırım. Yani geçmişten. Artık böyle bakıyorum olaylara. Yapılan eylemin sonuna -di, -dı, -du, -dü geliyorsa, artık geçmiştir ve insan artık düşünmemeli, üzülmemelidir.

Ben bunları söylerken çok kolay ama uygulamaya gelince sıkıntı çekiyorum. Kesin ve net konuşuyorum kendimle, kendime emrediyorum fakat hala zorlanıyorum. İsyanları oynuyorum, üzülüyorum, hırpalıyorum kendimi vs. vs. Kimin umurunda yahu?

(Fonda "disturbia" çalıyor. Ne anlatıyor ki bu şarkı şimdi, deliriyorum o da biliyor, söylüyor...)

Arkadaşlık da dostluk da bir yere kadar, bunu bilen bir beynim var. Önüme kendilerini engel diye koyarlarken nasıl onlar için daha fazlasını yapmak isteyebilirim ki? Nasıl daha fazla yanlarında olmak isteyebilirim ki? İsteyemem !

Zaman değişir, zamanla dünya değişir, insanlar değişir, kabul. Fakat düşüncesizliğin sebebi, hoşgörüyü kaybetmenin sebebi bu değişim asla olamaz.

Çok parça parça görünen, benim için çok şey anlatan, okuyanlar için hiç bir şey anlatmayan yazım böylelikle sona erdi. Bir iç dökmeydi, bir rahatlamaydı ya da adı her neyse.

P.S: Ben de zamanla birlikte değişiyorum, karşı gelmiyorum ruhuma bedenime gelen bu değişime. Sadece yönünü iyiliğe çevirmekle meşgulüm. Yapamayan derdine yansın, söylenecek söz yok.


*hazel*