Hava aydınlanmış, gözü saate takılı kalmıştı. Zaman denilen şey bazen ne kadar hızlı, bazen de ne kadar yavaş ilerliyordu. İşte bunu anlamlandırmaya çalışıyordu. Tik tak tik tak tik tak... Zamanı düşününce ardından düşündüğü aşk ve sevgi oluyordu nedense. Sanırım hep ayrılıkların, vedaların ardından anlamsızca sarf edilen o "zaman her şeyin ilacıdır" klişesine inanmadığı için.
Kafasında türlü türlü düşünceler dönüp duruyordu. Bir habere saatlerce gülebilirdi ya da başka bir haber yüzünden saatlerce ağlayabilir. Tuhaf kızdı işte. Kimine göre neşeli, kimine göre sessiz, kimine göre şirret. Kimin ne düşündüğünü umursamadığından olsa gerek bu sıfatları aklından geçirmemiştir bile.
Tuhaf kızdı. Çünkü bazen zamanla yarışır, bazen uyuşmuş gibi davranırdı hayata karşı. Bugün planlı yaşamaktan bahsetmiş olsa bile yarın O'nu "nasıl geliyorsa öyle yaşarım" felsefesiyle görmeniz mümkündü.
Bu gece de salıvermişti kendini anlaşılan. Sabaha kadar gözünü kırpmamış, kayda değer hiçbir şey yapmamış, evin içinde odalar arasında dönüp durmuştu ve geceyi sabaha diktiği an aklına takılan tek şey "zaman"dı.
Zaman kelimesinin yanına yakışacak, zamanı tamamlayacak kelimeler düşündü önce.
Zaman; umuttu, ümitti, kavuşmaktı, büyümekti, büyütmekti. Ama zaman; hayal kırıklığıydı, öylece beklemekti, vedaydı, sancıydı, yaşlanmaktı.
Hepsi iç içeydi, bunu kabullendi.
Sonra kendi zamanlarını düşündü. Kimlerle geçirmişti zamanını, neler yapmıştı, nereleri görmüştü?
Bunları düşündükten sonra eline bir kalem kağıt alıp, sahibi olmadığı bir yarına, haftaya, yaza dair listeler oluşturmayacaktı elbette. Çünkü sahibi olmadığı şeylere hükmetmemeyi öğrenmişti. Şu saniye onundu, Tik! Ama bir sonraki kimindi bilinmezdi, Tak!
İlk soruya cevap buldu önce: Dostlarıyla geçirmişti en çok zamanını ve ailesiyle. Sonra cevaplar geldi arka arkaya, okumuştu, aşık olmuştu, yerlere çakılmıştı, tekrar ayağa kalkıp yeniden yürümüş yeniden aşık olmuştu, sevdiği bir kaç şehri görmüştü... Bu cevaplar O'nu biraz rahatlattı.
Pencereyi açıp buz gibi bir nefes çekti içine...
(arkası yarın)
hzl'12